İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yazar Anıl Basılı ile Yeni Kitabı Başarısızlar Kulübü’nü Konuştuk


Yazar Anıl Basılı ile İlk Genç Timaş’tan çıkan, başarısız olma korkusuyla yüzleşen ve birlikte olmanın iyileştirici yönünü keşfeden üç arkadaşın macera dolu kendilerini keşfetme hikâyesini konu edindiği yeni kitabı Başarısızlar Kulübü hakkında konuştuk.

Röportaj: Resul Şahin

* Merhaba Anıl Bey. Herkesin sizi duyması önemli, bu yüzden hemen soruları hazırlayıp sizinle röportaj yapmak istedim! Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, ben Anıl Basılı. Gazetecilik mezunuyum. Yine gazete ve dergilerde çocuk kitapları üzerine yazılar yazıyorum. Köpek dostum Dali ile birlikte Büyükada’da yaşıyorum. Yazmaya ve okumaya devam ediyorum.

* Biyografinizi incelerken, okuduğunuz kitapların içine notlar yazarak sokaklara, parklara ve vapurlara bıraktığınızı okudum. Neler yazıyorsunuz o notlarda?

Genelde o an ne hissediyorsam onu. Son zamanlarda en çok yazdığım cümle, “Bu şehirde seni düşünen birileri var. Bu kitap sana iyi gelecek.” oluyor. Sanırım bu dönem en çok böyle cümlelere ihtiyacımız var. Bir yönüyle de yalnız olmadığımızı hatırlamaya.

* Başarısızlar Kulübü adlı çocuk kitabınız Timaş İlk Genç etiketiyle okurlarla buluştu. Bir Başarısızlar Kulübü kurma fikri nereden aklınıza geldi?

Kiminle konuşsam başarılı olduğu konuları anlatmaya özen gösteriyor. Başarısızlıklarımızı dile getirmekten kaçıyoruz. Halıların altına süpüre süpüre kendimizi ne kadar şişirdiğimizin farkına varamıyoruz. Ben bu başarı yarışından, kendimi geride hissetmekten yoruldum. Ve artık başarısızlıklarımı da daha güçlü bir şekilde dile getirmeye başladım. Başarılı görünmeye çabalamak zaman kaybettiriyor. Bu kulüp işte bu fikirden doğdu.

* Başarısızlar Kulübü adlı kitabınızda, başarısız olma korkusuyla yüzleşen ve birlikte olmanın iyileştirici yönünü keşfeden üç arkadaşın macera dolu kendilerini keşfetme hikâyesini anlatıyorsunuz. Okurları başka neler bekliyor, buradan fısıldar mısınız?

Başarısızlığın bir hak olduğu, devam etmenin, yolda olmanın her şeyden daha önemli olduğunu… Bu kulübe katılanlar sadece çocuklar ya da gençler değil, yetişkinler de var. Sürpriz bir yetişkin karakterinin kendiyle yüzleşmesini de okuyacağız. Aile içi iletişimin çocuklar üzerindeki etkisini, sosyal sorumluk projelerinin hayatımıza etkisi…

* Kitabınızın bir yerinde “Vazgeçersen sadece vazgeçersin. Devam edersen deneyimlersin.” diye bir diyalog geçiyor. Müthiş motive edici, çerçeveletip duvara asılacak nitelikte bir söz. Merak ettiğim, başkalarının hevesinizi kırması sonucu sizin yapmaktan vazgeçtiğiniz çok şey oldu mu?

Geçmek üzereydim. Ancak işte öyle anlardan birinde kendi kırılmamı yaşadım. Dış sesleri kesmenin mümkün olduğunu gösteren kalp sesiyle tanıştım. Başkaları sizi istedikleri gibi konumluyor, önünüze engel koyabiliyorlar. Kendi ataletleri bir anda sizinkine dönüşebiliyor. Eğer kendine inanır ve devam etme cesareti gösterirsen o seslerin yok olmaya başlayacağından emin olabilirsin. Ne yazık ki yeni nesil yazarları desteklemeyen bir çevre var. Size ihtiyaçları düştüğünde gösterdikleri yüzleri, devreye hırs girdiğinde farklı bir boyuta taşınıyor. Ama vazgeçiremediler, geçiremeyecekler.

* Kitabınızın bir başka yerinde “Başarılı olmak zorunda değiliz. Bu hayatta başarısızlık da var. Tarih, sadece komşu çocuklarının başarılarını yazmayacak!” sözüyle Türk toplumuna da gayet güzel bir göndermede bulunuyorsunuz. Bizim nesil aşağı yukarı bu deyişlerle büyüdü. Sizce bu durum halen devam ediyor mu yoksa ebeveynler artık daha mı bilinçli?

Biraz azalma olsa da duvarlar ardında hâlâ kendini komşu çocuğuyla kıyaslanmış hisseden çocuk, genç ya da yetişkinler var. Bu durum sadece okulda gerçekleşmiyor. Yetişkinlik hayatımız bize kurulan böyle cümlelerle dolu. Ancak bunun dışında öğretmenler ve ebeveynler bu yarışa dur demek için çaba da gösteriyor. Herkesi eşit bir şekilde ele alıyor ve öğrencilerinin ilgi alanlarını keşfedebilmeleri için özenle çalışıyorlar.

* Yeni neslin edebiyata yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir kere her şeyden önemlisi kitap çeşitliliği denen bir durum var. Farklı alanlarda nitelikli kitapları okuma fırsatımız oluştu. Yeni nesil okur ve yazar çerçevesinden düşündüğümde daha şanslı. Okuduğu kitabı hemen bir kenara bırakmayan, tartışan, sorular üzerinden ilerleyen bir nesil var. Eski dönemin kitap özetleri yerini tartışmalara bıraktı. Fikirlerini dile getirirken çok farklı açılardan değerlendiriyorlar. Nereden mi biliyorum? Bir kitap kulübüm var. Çocuk Okuma Kulübü’nde tartıştığımız kitaplar hakkında gelen yorumlara inanamazsınız.

* Sizce çocuklar için yazmanın en güzel ve en zor tarafları neler?

Büyüdüm ve yarım kaldı çocukluğum. Ben o yarım bıraktıklarım için yazmaya devam ediyorum. Güzel olanı bu. Henüz tanışmadığım çocuklara bir cümleyle ulaşabilmek… Zor olanı ise yazma süreci. Neredeyse her konu hakkında yazılan bir öykü var. Burada devreye kaleminiz giriyor. Durmadan araştırıyorum, gözlemliyorum, okuyorum. Nereden ortaya bir problem atabilirim diye. Neleri bastırıyoruz, neleri söylemekten çekiniyoruz. Benim meselem bu.

* Başarısızlar Kulübü’nün devamı gelecek mi? Ya da bizi bekleyen başka hangi projeleriniz var?

İlk kitap bir başlangıçtı. Eğer kafamdaki kurguyu oturtabilirsem devamı gelecek. Onun dışında yine zihnimde biriktirdiğim hikayelerim var. Onlardan birine yakın zamanda başlamayı düşünüyorum. Röportajınız için teşekkür ederim. Pes etmeyelim, yolda olalım.

Umutla.

Başarısızlar Kulübü’nü incelemek için tıklayın.


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir